Rocky serisi benzeri ekonomik durgunluk yaşanıyor dünya üzerinde.Eylül 2008 döneminde serinin birinci filminde ABD yatırım bankası! Lehman Brothers’ın batışını seyretmiştik.Küresel firmaların sermayelerinin yok olduğunu;Amerikan Hazine’sinin halka rağmen zarar eden bu şirketlere destek verdiğine şahit olmuştuk.Zamanında bizlere liberalizm dersi verenler o zaman zarfında bankalar,aracı kuruluşlar,sigorta şirketleri,mortgage firmalarına kamunun kaynaklarıyla yardımda bulundular.Çünkü anılan ekonomik aktörler batamayacak kadar büyük idiler.İkincil piyasalarda olmayan varlıkları satarak türev ürünler karşılığında Amerikan halkını borçlandıran uyanıklar şimdi de devletin kredi pastasından rant devşiriyorlardı.Ekonomi yönetimi FED aracılığıyla tahvil alım programına başladı.İlk etapta 800 milyar dolara yakın tahvil karşılığı parayı piyasaya sürdüler.Hedef ise nefes alış verişi duran hastaya yaşam öpücüğü vermek idi.Aralık 2013 tarihine kadar tahvil alım programı hacmi arttırılarak devam ettirildi.Rothschild kardeşlerin Federal Reserve Bank bilançosu 4 trilyon doları aştı.2000’lerin başında girişilen Irak ve Afganistan işgalleri Birleşik Devletleri zora sokmuştu.Borçlanmak zorunda kalan devasa sistem kaynak ihtiyacını sade vatandaşın evlerini ipotek ederek elde ettikleri borç karşılığında olmayan varlıkları yüksek kazanç vaadiyle satın almalarına veya lüks tüketime yönlendirerek karşıladı.Banker Kastelli,Banker Bako, batırılan İslami Holdingler,Titan Zinciri,Jet Fadıl benzeri sahtekarlıklar zaman zaman bizde de yaşandı.Amerika’da krizden hemen önce sadece bir kişi Amerikalıları 55 milyar dolar dolandırdı.Bu arada dönemin Başbakanı krizin teğet geçtiğini müjdeliyor ve biz garibanları sevindiriyordu.Allahım ne kadar safmışız!
Yaklaşık bir sene zarfında serinin ikinci filmi başladı.Yangın bu sefer Avrupa ve Avro bölgesine sirayet etmişti.Yunanistan,İspanya,Portekiz,İtalya gibi ülkeler 2009-2010 yıllarında durgunluk fazına girip orta ve uzun vadede ekonomik gelişmeye elveda dediler.Benzer sıkıntı 2011 yılından itibaren ülkemize değmeye başladı.Oysa bizde 2001 Krizi’nin etkileri hala devam ediyordu. Katmerli yaşanmaya başlayan sıkışıklık çarkın sıcak parayla döndürülmesi sebebiyle ilk etapta hissedilmedi.Öyle ya 2005 yılında paramızdan altı sıfırı atmış ve iyice güçlenmiş idik.Yoksa biz mi öyle sanıyorduk?Ucuza satılan kamu varlıkları;tüketime meftun edilmiş bir halk;çalışanların aldıkları maaşla geçinememesi;zenginin daha da zenginleşmesi;gizli zam uygulamaları;pazarda arz düzeyinde yaşanan sıkıntılar;tarım kesiminin yoksullaşması krizin etkilerinin devam ettiğinin apaçık göstergesi idiler.
Şimdi büyük buhranın üçüncü fazındayız.Neden derseniz?Çin durgunluğa demir atmaya başladı. Ejderhanın potansiyel büyümesinin altında gerçekleşen ekonomik gelişmesi yavaş yavaş belirginleşti.Bu beklenmeyen bir olay mı diye sorarsanız?Cevabım size hayır olurdu.Rusya ve Asya Krizleri üzerinden daha 20 sene geçmedi.O dönemin yaraları henüz sarılmadan Batı dünyasının küresel savaşı ve ardından küresel krizi çıkageldi.BRIC ülkeleri ve gelişmekte olan diğerleri yaraya merhem sürmek konusunda geç kaldılar.Sıcak para virüsü damar yolundan kana bulaşmıştı bir kere.Çin ve Rusya’nın eş zamanlı yaşadıkları mali sıkıntıda Amerikan stratejik çıkarlarına yönelik eylemlerini benzer siyasal gelişmelere ekleyebiliriz.Rusya’nın Kırım’ı işgali ile Ukrayna’da iç savaş çıkarması;Çin devletinin bölgede hafriyat toprağıyla Kıbrıs benzeri ada yaratma çabaları işin tuzu biberi oldular.
Türkiye için işin kötü yanı bizim yetim Hüsnü misali ortada kalmamız gerçeği değil midir?Suriye ve Irak savaşları yetmezmiş gibi Batılılarca yaratılan IŞİD canavarı kapımıza gelip dayandı.2 milyon Suriyeli mülteciyi ithal ederken etnik ve mezhepsel sorunlarını da ülkemize taşıma başarısına eriştik.Dönemin siyasal iktidarının hesapsız giriştiği her dış politik adım menfaatlerimizi aşındırdı.Bu duruma sebep olan ve ülkemizin her alanda yaşadığı erozyonun temel sebebi ekonomik altyapının yıllardır halk aleyhine çalışmasından kaynaklandı.İçeride sağlam durmayan bir toplum bölünmeye mahkum bırakıldı.Yabancı ve yerli istihbarat örgütlerinin halk üzerinde saha çalışması yapmaları ise milli birliğimizin zayıflamasını sağlayan diğer nedenler arasındadır.Mustafa Kemal adını duyunca irkilen yobaz tipler yüzünden kaynaklandı sersem Cumhuriyet düşmanlığı.Yeni Türkiye palavralarının geçmişinde CIA ve liberal solcularımızın 2.Cumhuriyet sevdaları yatıyordu. Tayyip Erdoğan ve AK Parti iktidarları Sovyet sonrası cangılın süs bitkileri olarak seçildiler. Müttefiklerimiz Yeşil Kuşak çocuklarından liberal muhafazakar türetmişler;üzerine hibrid demokrasi sosu ekleyerek sıcak siyasete servis etmişlerdi.Milliyetçi-muhafazakar kıvamda sayılan; devlet eliyle kotarılan bu ölmez otu iksiri vatandaşın temel değerlerini yozlaştırıp eriterek kavgayı sokaklara taşıdı.Gelip durduğumuz nokta işte burasıdır. İttihatçıların 1.Dünya Savaşı sonrası yaşadığı yüz karasını Ak Partili siyasetçiler 100 sene sonrası yeniden yaşayacaklar.Hırsız dindarların sokağa çıkacak yüzleri kalmayacak çünkü.
Ben Anadolu’dan umutluyum yine de.Halkımız yeni Samsun’ları;Balıkesir Kongreleri’ni;Sivas ve Erzurum Kongreleri’ni;Misak-ı Milli’yi yaratacak güçtedir.Allah’ın yardımıyla vatan için;namus için;ekmek için ayaklanacaklardır.İş sadece bir kıvılcıma kaldı bana kalırsa.Sütçü İmamlar;Şahin Beyler;Nene Hatunlar;Karayılan Molla Mehmetler;Hasan Tahsinler; Kubilaylar… ve isimsiz daha niceleri bayrak olup ayağa kalkacaklardır Çanakkale ile birlikte…Dumlupınar gibi;Kocatepe gibi…Sakarya ve İnönü gibi…Yarasalar kaçıp saklanacak; aydınlık şavka vuracak gecenin kör karanlığının ardından.İş sadece Anadolu’nun uyanmasına kaldı.Dayan sevgili ülkem;az kaldı zaferin fener alaylarına…