2010 Bütçesi Krizden Çıkış İşareti mi?

2009 yılının sonuna yaklaşırken 2010 yılı bütçesi öngörülen rakamlarıyla Meclis gündemine geliyor.Usulen yapılan tavsamış nutuklar arasında bütçe gündemin gereksiz yığıntıları arasına karışmamalı.Bana kalırsa can alıcı soru şu:Kriz nedeniyle 2009 yılı için yeniden belirlenen büyüme,enflasyon,cari açık,kur,bütçe açığı kalemleri bozulma yönündeki eğilimine 2010 yılında da devam edecek mi?Vergi artışı sağlanmadan 50 milyar TL bütçe açığını yakalamak dışarıdan gelecek bir kaynağa güvenildiğini gösteriyor.Dış piyasalardaki olumlu yönde gelişmelere göre hesabı yapılan rakamlar 45 milyar dolarlık dış ticaret açığı ile bağlanmış.Olağan dönemler baz alınarak olağanüstü dönemlerin atlatılma çabası bizi güç duruma düşürecek gibi.Erken bir genel seçim ihtimali siyasi istikrarsızlıkla ekonomik krizin el ele vermesi ile sonuçlanabilir.

Bu konuda faturanın aslan payını her zaman olduğu gibi vatandaş ödeyecek.Dolaylı vergilerin,enflasyon salmasının kursaklardan lokma çalacağı günlere gelmemiz dış kaynağa aşırı bağımlı olmamızdan kaynaklanıyor.Tasarruf oranının bir türlü istenen düzeye ulaşamaması ülkeyi uçan kuşa borçlu kıldı.Yatırım ve üretim rakamlarının geçici şekilde uyarılması ise daha sonunu görmediğimiz krizin geçici tedbirlerle izale çabasından başka bir anlama gelmiyor.Ne zamandır buralarda gamlı baykuşluk yapıyoruz ama görünen tek gerçek yoksulluğun derinleşerek arttığı.Kara paranın yasal parayı kovması gibi sanal gündem maddeleri gerçek gündemi gözlerden ırak tutuyor.

Irak deyince aklıma ABD geldi.Çakma Nobelli Başkan Obama ,Tayyip Erdoğan’ı çalışma ziyaretine davet etmiş idi. Dün de telefonla Abdullah Gül ile görüşmüş.Bakalım Başbakan oralara gidip geldikten sonra neler yumurtlayacak?Ev ödevlerinin yeni maddelerini hangi vaaz girişimleriyle halka satacak, merak ediyorum.Biliyorsunuz kendisi iyi satıcıdır.