Davutoğlu Tahran’da…

Stratejik ortağı tarafından bölgesel güç olarak addedilen Türkiye’nin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu bugün Tahran’da.Katar’da gerçekleştirilen Başbakan ile H.Clinton arasındaki görüşmenin ardından İran’ı ziyaret eden Davutoğlu’nun amacı ne olsa gerek?Tabii ki olası bir savaşa engel olmak. İran devletinin uranyum zenginleştirme işini kendi başına halledeceğini dünya kamuoyuna açıklamış olması uluslararası baskıyı arttırırken son bir iyi niyetli çaba da bizden geliyor.Tüm bunlara rağmen Tahran’ın tutumunun değişeceğini düşünmek safdillik olsa gerek. İçeride sıkıştıkça dış düşman arayan dini yönetim muhalefete baskı uygulamak için Besiç’lere daha fazla yetki ve mali kaynak ayırırken Belucistan eyaletinde Cundullah denilen sünni örgütle çarpışıyor. Maalesef Haziran seçimlerinden bu yana girdiği kargaşa ortamından bir türlü uzaklaşamadı.Sanki gizli bir el oraları sürekli karıştırmakta.Irak, Pakistan,Afganistan,şimdi Yemen ve İran…GOP (Genişletilmiş Ortadoğu Projesi) sayesinde küresel güçler savaş imkanlarını senaryolarına her türlü ihtimali dahil ederek genişletiyorlar.

Son gelişmelerden birisi Çin’in İran ile Güney Pars sahasında petrol arama çalışmalarına başlayacağını ilan etmesi.Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde Rusya’nın kenara çekilmesinden sonra İran yüzünü artık doğunun yükselen gücüne çevirdi.ABD’nin füze kalkanı projelerinden vazgeçmesi karşılığında Rusya nükleer silahlanma konusunda Batı tarafında yer alıyor artık.Sınır komşumuzun diplomatik baskıların ardından ambargo, o da yetmezse havadan vurulması Türkiye’ye ne gibi etkilerde bulunur?Bana kalırsa bu kadar devletin vurulmasının ardından sırada ülkemizin olduğunu düşünmek hiç şaşırtıcı değil.ABD’nin bir zamanlar müttefik sıfatıyla el ele verdiklerini şimdi yok etmeye kalkışması 25 sene sonra neler yaşanabileceğini gözler önüne seriyor.

İktidar partisinin küresel gücün tüm isteklerine evet demesine rağmen Ermeni Soykırım Tasarı’sının Senato ve Temsilciler Meclisi’nde kabul edilme ihtimali günden güne artıyor.İşte size Kürt ve Ermeni Açılım’larının bonusları.Araya sıkıştırılmaya çalışılan Alevi,Roman Açılımları ise sadece göz boyamak amaçlı bana kalırsa.Halk, işsizlik ve açlıktan kırılırken bir yerlerden talimat alarak yola çıkanların sonları hüsranla bitecek gibi.Bu arada AB’den hiç bahsetmiyorum.Zira Kıbrıs konusunda istediklerini almadıkça yazılan raporlar hep Rumlar lehinde çıkacak.

Karamsarlıktan öte bir gerçekçilik bana ekonomideki gerilemeden miras kaldı.İki senedir yürütülen IMF görüşmeleri halen devam ediyor. Ergenekon Davası,3.Ordu Komutanı’nı şüpheli sıfatıyla adliyeye çağrılmasından sonra ilginç bir hal aldı.Tıpkı İsmailağa Cemaati’ne karşı sürdürülen operasyonun savcısı İlhan Cihaner’in ev ve işyerinin aranması gibi…Osman Şanal,tutukladığı devlet görevlilerinin yanlarına yenilerini ikame etmeye çalışırken hukukun aldığı yara kimsenin umurunda değil.

Tüm bu yaşananlar Habur’da PKK’lıları davul zurnayla karşılayanların mahkemeleri siyaset alet etmelerinin acı örnekleri.Tarihe şahitlik ederken tepkisizliğimiz nedeniyle gelişmeleri anlamlandıramıyoruz Küresel Güç, ülkemizi çoktan işgal etmiş kendi kurallarını taşeronlar aracılığıyla bizlere dayatıyor.Halkın bir lokma bir hırka anlayışı adım adım yok edilirken açlıkla imtihan edilen kitleler sokakları adımlamaya devam edecekler.Askerin siyasete alet edilmesi safha safha gerçekleştirilirken Kozmik Odalar’da itibar kaybedenlerin çuvalcı generali Ankara’da ağırlaması bu itibar zedelenmesinin toplum düzeyindeki karşılığını elimizdeki ekmeğin gitgide azalmasıyla ödüyoruz.Uzatmayayım.Katar’da Başbakanımıza bazı buyruklar sunanlar GOP senaryolarını çoktan uygulamaya koydu.Neyse bu kış uykusu da geçer.