Türkiye Saldırıya Uğrar mı?

Batı Dünyası 2010 yılına El-Kaide bağlantılı Nijerya vatandaşının Amsterdam’dan Detroit’e giden uçağa terörist saldırıda bulunması girişimini konuşarak girdi.Yemen sınırları içerisinde yer alan El-Kaide militanları tarafından yetiştirilen öğrenci, babasının ABD devletine uyarıda bulunduğu halde vize işlemlerinde olsun havaalanına girişte olsun bir sıkıntıyla karşılaşmamış.Bu olayın üzerinden daha bir hafta geçmeden Danimarka’da Hz.Muhammet’e hakaret içeren karikatürleri çizen kişiye Sudanlı bir şahsın bıçak ve baltayla düzenlediği saldırı gündemi meşgul eden diğer olay haline geldi.Bu durum gösteriyor ki;ekonomik krizle işsiz kalan,sağ politikalara çark eden,yabancı düşmanlığını çok övündükleri demokratik hayata yeğ tutan medeni! toplumlar kendi ülkelerinde yaşayan İslam inancına bağlı insanların hayatlarını terörizm paranoyası nedeniyle daha da zorlaştıracaklar. İsviçre’deki minare referandumu,batılı ülkelerin havaalanlarında sıkılaştırılan güvenlik tedbirleri gelecek günlerde yaşanacak tartışmaların hangi konuları kapsayacağına dair ipuçlarını göstermekte.

Yemen ve İran…GOP kapsamında hedefteki iki ülke.Bir süredir CIA ajanlarının Yemen’de saha çalışmaları yaptıkları daha geçenlerde açıklanmışken ne tesadüf o topraklarla bir şekilde bağlantılı El-Kaide üyesi genç kendi ürettiği patlayıcı düzenekle yukarıda anlatılan saldırıya kalkışıyor.ABD Merkez Komutanı David Petreaus’un Yemen ziyaretinin hemen ardından ABD,İngiltere ve Fransa devletlerinin Sana büyükelçiliklerini kapatıp dün itibariyle sadece ABD elçiliğinin tekrar açılması Yemen’de meydana gelen iç karışıkların ardından ülkeye uygulanacak olan yeni saldırı planının ipuçlarını göz önüne seriyor.İran ise nükleer silah üretme girişimi nedeniyle İsrail’in uzun vadedeki stratejisinde yok edilmesi gereken güç olarak belirlenmiş,Haziran seçimleri nedeniyle yaşanan iç kargaşa artarak sürmeye devam etmiştir.

Türkiye’de CIA odaklı AKP taraflı yaşanan psikolojik savaş ekonomik krizin yokluğa düşürdüğü kitlelere Açılım soytarılığını sunup özünde zengin ile yoksul fay kırığına dayanan ayrışmaya etnik kimlik gömleğini giydirmiştir. Yemen,İran…ardından hangi ülke gelecek?Doğrudan saldırı düzenlenmese bile PKK vasıtasıyla devam edegelen düşük yoğunluklu savaş başımızı kaldırıp,olayları anlamlandırmamıza engel oluyor.İkbal derdine düşmüş iktidar odaklarının suikast,darbe,Ergenekon paranoyaları kendi sonlarının benzerlerinden pek de farklı olmayacağını gösteriyor.Bu süreçte korku toplumu yaratma girişimlerinin kendi korkularının gerçeğe dönüşmesiyle sonuçlandığını rahatlıkla öne sürebiliriz.Yabancı istihbarat kuruluşlarının servisiyle kara propaganda örneklerini hergün gördüğümüz sanal gündem toplumsal farklılaşmanın kimlik kaygısına ve bu durumun varolma savaşına dönüşmesini sağlamıştır.

Hedef belli;GOP ile İslam dünyasını Batı dünyasından tümüyle ayırıp araya çizilen utanç duvarıyla Doğu ülkelerini çok kutuplu dünya düzeninin getirdiği yeni ekonomik modele bağımlı kılmak.Ardından uygar-geri kalmış ayrımını bu ülkelere kader olarak benimsetip kendilerinin hempası olmasını sağlamak.Türkiye, Mustafa Kemal ile bu girişimi paramparça etmiştir, gerekirse gene eder.Kimi kılıç artıklarının dönüp dolaşıp AB ağızlarıyla bu ülkeye meydan okuması nesebi sahih olmayanların yetim hakkı kokan ağızlarına yakışıyor.Gün ayrım değil,birlik günüdür.Düşmanı sevindirmek anlamına gelen Açılım saçmalıklarını bir kenara bırakıp halka iş sağlama, ekmek sağlama,ekonomik demokrasi sağlama günüdür.Ciddiyet gerektiren işlerin ise gayrıciddileşmiş bu iktidar ile olmayacağı ise o kadar açık!

Ortadoğu Çatışmalarında Genel Resim…

Yemen’de hükümet karşıtı güçlerin 5 yıldan beri devam ettirdiği ve 2009 yılının ikinci yarısından bu yana şiddetlenen çatışmaların Suudi topraklarına sıçraması İran-Suudi Arabistan arasında gerginliği arttırdı.Türkiye gündeminde yeterince yer almasa da iki ülke arasındaki Şii-Sünni gerginliği ABD’nin 2003 Irak İşgali’nde sonra bölgede Şii etkisinin artmasıyla güç kazandı. Yemen devletinin iç çatışmalarından türeyen savaş hali 2004 yılından bu yana en şiddetli aşamasına ulaşmış ve kriz artık uluslararası kimlik kazanmıştır.Geçen aylar içerisinde Suudi Arabistan devleti sınır ihlali yaptıklarını öne sürdüğü militanlara karşı Yemen topraklarında operasyon düzenlemiş,çatışmalarda şimdiye kadar en az 70 Yemen vatandaşı ile 73 Suudi askeri hayatını kaybetmiştir.

Haberlerden okuduklarımı sizlere ulaştırdıktan sonra Ortadoğu’da ABD saldırganlığının tetiklediği kanlı isyan hareketlerinin asıl nedenlerini irdelemeye çalışacağım.İran-Suudi Arabistan arasında zaten netameli olan ilişkilerin gitgide gerilmesi sadece Yemen Sorunu’ndan mı kaynaklanıyor?Terörizmin bu kadar yaygınlaşıp günlük hayatın bir parçası haline gelmesinde mevcut yöneticilerin ABD taraftarı veya sempatizanı olmasının büyük etkisi yok mu sizce?Bölgede etnik ve dini gerginlikleri kaşıyarak savaş ortamının yaratılması varlıklarını kan akıtılmasına bağlamış savaş ağalarına yaramaktadır.Ülkelerinin iç problemlerine dışarıdan yazılan reçetelerle çare aramak bizdeki Demokratik Açılım çuvallamasını akla getiriyor.

Bölgesel Kürt Yönetimi’nin merkezi Irak hükümetine kafa tutmasını Süper Gücü arkasına almasına borçlu olduğunu hepimiz biliyoruz.Keza Suudi Arabistan,Ürdün gibi bölge ülkelerinin parçalanmış Ortadoğu siyasetinin gönülsüz taşeronu olduklarını da.Gönülsüzler çünkü iktidarlarını içeriden ziyade dış güçlere borçlular.Demokratik olmayan siyasi yapıları yüzünden Arap Yarımadası monarşileri varlıklarını ABD güdümüne bağlı kalmayı gerektirmiştir.

Orta Asya’ya gelirsek;Afganistan-Pakistan siyasetinde Taliban’ın güç kazanması yerelleştirilmiş savaşların Pakistan’nın Belücistan eyaletini ve kuzeyde Swat Vadisi’ni kaplayan toprakları ülkeden ayırmayı amaçlıyor. Afganistan’da Hamid Karzai’nin yolsuzluklarla bezenmiş iktidarı, Pakistan ordusunun kendisine karşı darbe yapacağı öne sürülen Devlet Başkanı Asif Ali Zerdari’nin zayıf yönetimi dini ve etnik çatışmaların vardığı boyutun göstergesi.İki ülkedeki Taliban unsurları ile El-Kaide örgütünün güçlerini arttırarak devam ettirmesi İran’ı kuşatma amaçlı plana destek olabilir.İstikrarsızlaştırılan Pakistan sayesinde Sünni Cundullah örgütü iç kargaşayla boğuşan İran için tehdit haline getirilmektedir.

Ortadoğu’da kanla yazılan Genişletilmiş Ortadoğu Projesi (GOP) sayesinde Türkiye, Demokratik Açılım adı altında makyajlanan cendereye sokulmaya çalışılıyor.Üstelik,PKK örgütünün nerede,nasıl yaşadığı tüm ayrıntılarıyla bilinip, Açılım nedeniyle sokaklara yayılan etnik milliyetçilik hareketinin iç çatışma tohumlarını beraberinde getireceği ortadayken.İçeride gitgide zayıflayan AKP iktidarının sözde darbe ve suikast girişimleri,aynı zamanda devlet kurumlarını karşısına alma bahasına keyfi yönetimini sürdürme çabaları ekonomik krizden üreyen siyasi krizi yönetmede başarısız kaldığının en önemli işareti bana kalırsa.Sakın sırada biz olmayalım?