2001 Kara Çarşambası’ndan bu yana dalgalı kur rejimi yürürlükte.Yabancı para karşılığının piyasa tarafından belirlendiği döviz kuru politikası üretimde yerli para etkisini azaltıcı özelliğe sahip.
Şöyle anlatayım: İmalat ve ihracat için gerekli hammadde ve ara malı ithalatını dolar ile yapıyoruz.Dalgalı kurda 1 $ birim maliyeti satın alınıp işlenen hammadde şu an için 2.70 lira civarında tutunuyor.Parite etkisini hesaba katmadan gelecek günlerde doların daha da değer kazandığını kabul edersek 1$=3 lira denkliği karşısında üretim maliyetinin şimdikine nazaran yaklaşık %11 arttığını görürüz.2015 başından bu yana yaşanılan devalüasyon sonucu enflasyon sürecine girdiğimizi kabul edebiliriz.
Dahası da var;yerli paranın değersizleşmesi durumu mevut kur rejiminde doların yükselişine bağlı değil sadece.Piyasada gizli zam uygulaması yıllardır yaşanılan ekonomik terörün altyapısını teşkil ediyor.Elektrik,içme suyu,doğalgaz,gıda ile diğer kamu-özel aktörler tarafından sunulan temel mal ve hizmetler karaborsa fiyat mekanizması ile bizlere gereğinden daha pahalıya mal oluyorlar.Aracı ve stokçular devlet ile el ele verip soygun düzenine su taşımaktalar.Bu kuralsızlık hali Serbest Piyasa adıyla maruf.
TÜİK ve Merkez Bankası tarafından kamuoyuna sunulan enflasyon tahmin ve tespitleri yukarıdaki gerçekler göz ardı ederek yapılıyor.Gizli zamlarla paranın değersizleşmesi hali üretim maliyetlerini arttırıyor.Aynı sebepten ötürü enflasyon gazetelerde yazıldığından en az 2-3 kat daha fazla.19 Şubat 2001’den itibaren uygulanan düşük dolar-değerli lira politikası yerini değerli dolar-düşük liraya bıraktığından beri halktan saklanmaya çalışılan gerçek gün yüzüne çıkmaya başladı.Olan biten sadece bu.
Üretim yapımız tıpkı finans yapımız gibi kırılgan.Dışarıya bağımlı ekonomi ile gelebilecek son nokta Yunanistan gibi borç batağı oluyor.Tüm bunların altında yatan temel sebep ise bize özgü gerçekler.Kaliteli ve istikrarlı beşeri altyapıya sahip değiliz.Şirketler ve küçük işletmelerimiz kar etmeyip cepten yiyor,tıpkı halkımız gibi bankalara aşırı borçlu durumdalar.Kredi kartıyla ay sonunu getirmeye çalışıyoruz.İşsizlik gizlisi açığı ile birlikte olağanüstü seviyelerde.Gelir dağılımı Saraydan kapıkullarına ulufe dağıtanlara bakılırsa iyi,ülkede 30 milyon insan ise yardıma muhtaç. Devletin resmi rakamları üstelik bunlar.
Üretmiyor,tüketiyoruz.Tasarruf etmiyor,borçlanıyoruz.Merak edip okumuyor,ezberlere sığınıyoruz.Sloganlarla karın doymuyor maalesef.Akşam eve gidince çoluk çocuğuna ekmek götüremeyen vatandaşa ne anlatırsanız anlatın işe yaramaz.Gün gelir kendisinden çalınanı geri alır.